MEVLANA VE HOŞGÖRÜ SEHRİ

selçuklu

Konya Aydınlar Ocağı tarafından Sille Kültür Evi’nde gerçekleştirilen Salı Sohbeti’nde, “Anadolu’da Selçuklu İzleri” anlatıldı.


Gazetemiz köşe yazarı Araştırmacı - Yazar İbrahim Dıvarcı, proje danışmanlığını Prof.Dr. Haşim Karpuz’un yaptığı ve Selçuklu Belediyesi’nin desteklediği söz konusu projeyi tamamlamak için fotoğraf sanatçıları Fevzi Şimşek ve Ahmet Kuş’un objektifinden 50’ye yakın şehirde 676 tarihi eseri taradıklarını belirtti.  “Anadolu’da Selçuklu İzleri” projesinin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün himayelerinde ve Selçuklu’nun Orta Asya’dan yürüyüşünün 1000.yılı münasebetiyle 2008 yılında gerçekleştirildiğine dikkat çeken fotoğraf sanatçısı İbrahim Dıvarcı, DIA eşliğinde yaptığı değerlendirmede “Selçuklu eserlerinde hiçbir yapı gösterişli değildir. Ama içine girdiğinizde muhteşem bir sanat yapısıyla karşılaşırsınız” dedi.


Ahlat, Harran ve Ani’nin Türkistan tarihinin muhteşem eserlerinin görüldüğü ve yaşandığı önemli bölgeler olduğuna temas eden yazar İbrahim Dıvarcı, Ahlat’taki Selçuklu Mezarları’nın içler acısı halini gösterirken “Ahlat, bu topraklara aidiyet duygusuyla bağlı olan her insanımızın görmesi gereken bir yer” olarak anlattı. Afyon, Kayseri, Antalya, Erzurum, Erzincan, Kars, Sivas ve Konya’daki Selçuklu eserlerinden örnekler veren Dıvarcı, Anadolu şehirleri içerisinde Selçuklu eserleri açısından Konya’nın 110 yapıyla ilk sırada yer aldığını söyledi. Bunu sırasıyla Kayseri, Tokat, Antalya –Alanya ve Sivas’ın takip ettiğini belirten Dıvarcı, Konya’da 1926-32 yılları arasında 90’ın üzerinde Selçuklu eserinin yıktırıldığını ve Anadolu’da 65 bin kitabenin de tahrip edildiğini kaydetti. Anadolu’da 85 bine yakın tarihi eserle ilgili envanterin bulunduğuna dikkat çeken Dıvarcı, Sinop ve Bitlis’teki Selçuklu eserlerinin sanat zenginliği açısından mutlaka görülmesi gerektiğinin altını çizerek “Belki size çok ilginç gelecek ama Diyarbakır, tam bir Selçuklu şehridir. Eski tarihi itibariyle Selçuklu eserleri açısından çok zengin olan Diyarbakır Surları, Çin Seddi’nden sonra ayakta kalan en uzun surdur. Erzurum’daki Emir Sultak Kümbeti ise, büyükşehir belediye başkanını kurtaran kümbettir. Mevcut belediye başkanı halk tarafından pek tutulmasa da Erzurum’daki tüm tarihi eserleri etrafını açmak suretiyle gün yüzüne çıkarmasından dolayı büyük takdir toplamış” diye konuştu.


Konya’daki Alaeddin Camii’nin, Tuğrul Bey’in “Kendime bir saray yapıp da yanında bir cami inşa etmezsem Allah’tan utanırım” anlayışıyla yapıldığına ve her Selçuklu Sultanının camiye bir şey eklediğine işaret eden Dıvarcı, caminin en önemli bölümünün sekiz Selçuklu Sultanının yattığı türbe olduğuna dikkat çekti.


Türk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi’ni yazan Prof.Dr. Osman Turan’dan sonra Selçuklu tarihi üzerine kapsamlı bir çalışma yapılmadığına değinen Dıvarcı, konuşmasını şu şiir ve sözlerle tamamladı: Yeni çıkan bilgi ve belgeler ışığı altında, envanter çalışmaları da dikkate alınarak Selçuklu Tarihi’nin yeniden yazılması gerekir. Yani yeni bir Selçuklu Medeniyeti tarihi, yeni bir Selçuklu Mimari tarihi yazılmalıdır.


Biz ki dünyayı terk edip göçtük/Gönül derdi ektik, matemler biçtik/Şimdiden sonra da nöbet sizdedir/Biz sıramızı savdık ve geçtik.”

Merhaba Gazetesi, 14.01.2009


Alıntı..

TurkeyRank.Com - Pagerank Servisi

REKLAM ALANI


Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol